Amerikalı ve Orta Doğulu kadınların Türk ruju tutkusu

Ruj İhracatında Türkiye’nin Başarısı Devam Ediyor

AA

Türkiye, son beş yılda kozmetik sektöründe önemli bir ivme yakalayarak 131 milyon dolarlık ruj ihracatı gerçekleştirdi. Yalnızca bu yılın ilk iki ayında ise 6,7 milyon dolarlık bir dış satım başarısı elde edildi.

Türkiye ekonomisiyle paralel olarak kozmetik ve kişisel bakım alanında da gelişmeler yaşanmaktadır. Bu sektör her yıl yaklaşık yüzde 10 büyüme göstermektedir.

Türk kozmetik endüstrisi, saç bakım ürünleri, el sabunları, dudak ve göz makyaj malzemeleri, ter önleyici ürünler, parfümler ve kolonyalar gibi çeşitli ürünlerle dünya standartlarında kaliteli üretim yapmaktadır.

Koronavirüs Pandemisi ve Ruj İhracatındaki Değişim

Koronavirüs salgını nedeniyle kozmetik kullanımında yaşanan düşüşe rağmen, salgın sonrası dönemde ruj talebinde artış gözlemlenmektedir. Kadınların vazgeçilmezi olan rujlar, bu dönemde ihracatta önemli bir yer tutmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2020’de 22,9 milyon dolarlık ruj ihracatı gerçekleşirken, 2021’de bu rakam 19,3 milyon dolara gerilemişti. Ancak daha sonraki yıllarda bu miktarın artarak devam ettiği görülmektedir.

Geçen Yılın Verileri ve Beklentiler

Geçtiğimiz yıl 35,7 milyon dolarlık ruj ihracatı gerçekleştiren Türkiye, bu alanda önemli bir başarı elde etmiştir. 2023’te ise bu rakamın 30,5 milyon dolara çıktığı görülmüştür.

Türkiye’nin, beş yıllık süreçte 131 milyon dolarlık ruj ihracatı gerçekleştirdiği bilinmektedir. Yalnızca bu yılın ilk iki ayında ise 6,7 milyon dolarlık bir dış satım yapılmıştır.

Ruj İhracatında Öne Çıkan Pazarlar

ABD, Irak ve Suudi Arabistan, Türkiye’nin ruj ihracatında en önemli pazarlar arasında yer almaktadır. Geçtiğimiz üç yılda, ABD’ye yapılan ruj ihracatı 8 milyon 834 bin 472 doları bulmuştur.

Irak ise 2023’te 2 milyon 507 bin 392 dolarlık ruj ithalatı yaparak Türkiye’nin öne çıkan pazarlarından biri olmuştur. Suudi Arabistan ise geçen yıl ve bu yılın ilk iki ayında Türk rujlarına olan talebiyle dikkat çekmektedir.

Suudi Arabistan’a geçen yıl 5 milyon 182 bin 627 dolarlık ruj ihracatı gerçekleştirilmiş, bu yılın Ocak-Şubat döneminde ise bu rakam 1 milyon 376 bin 814 dolara yükselmiştir. Toplamda Suudi Arabistan’a yapılan ruj ihracatı 6 milyon 559 bin 441 dolar seviyesine ulaşmıştır.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)

Related Posts

Diren ayol!

ÖDTÜ’deki onursuzluk yürüyüşünde konuşan LGBT sözcüsünün sözlerini yazayım önce: “LGBT+ fobiye, Aile Yılı’na, devlet ve erkek şiddetine, mülteci düşmanlığına, hayatlarımızın her köşesine sirayet eden erkek egemen iktidarlara, hukuksuzluğa ve kayyumlara direnen lubunyalar olarak 13. ODTÜ onur yürüyüşümüzü gerçekleş-tiriyoruz. Devlet eliyle hayatlarımız sapkın, hayasız, ahlak dışı ilan edilirken yaşamda, seçilmiş ailelerimizde, dönmekte, dayanışmamızda ve direnişimizde ısrarcıyız. Diren ayol diyoruz.”

Elektrikli araçlar artıyor, şarj sorunları büyüyor

Elektrikli araçların hızla yaygınlaşmasıyla şarj altyapısı yetersiz kalmaya başladı. Kullanıcılar uzun kuyruklar ve teknik arızalarla karşılaşırken, uzmanlar çözüm için teknik bilinç ve kurumsal destek çağrısı yapıyor.

Trump’tan yeni tarife hamlesi: Yüzde 50’ye çıkarıyor

ABD Başkanı Donald Trump, ithal çeliğe uygulanan gümrük vergisini yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkaracaklarını açıkladı. Yeni vergi artışı önümüzdeki hafta yürürlüğe girecek.

Borsa İstanbul’da günün ilk yarısında düşüş devam etti (30 Mayıs 2025)

Günün ilk yarısında düşüş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, saat 13.00 itibarıyla önceki kapanışa göre 110 puan ve yüzde 0,21 azalışla 9.059,85 puana geriledi. Toplam işlem hacmi 33,6 milyar lira oldu. Bankacılık endeksi yüzde 2,17, holding …

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Mehmet Şimşek’e çattı

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kamu sözleşmelerindeki çıkmazın ardından, iktidar medyasının hedefindeki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştirdi. Şimşek’in seslerini duymadığını belirten Atalay, bir daha ki basın açıklamasına işaret dili çevirmeni getireceğini söyledi.

Militarizmin yükselişi ve Avrupa (2)

Târih hakikaten tuhaf bir seyir tâkip ediyor. Bir zamanlar avantaj olan şeyler daha sonra dezavantaj hâline gelebiliyor. II. Umûmî Harp sonrasında kurulan ABD merkezli Dünyâ Sisteminin başına gelenler de böyle. ABD, dünyâ ticâretini Dolar üzerinden şekillendirdi. Doların rezerv para olması, ABD’nin askerî gücünün bir dayatmasıydı. Elbette kendisi de, bilhassa da 1950 ve 1960’larda devâsa bir üretim gücüydü. Ama bununla iktifâ etmiyor; birer üretim üssüne dönüştürdüğü Avrupa ve Japonya’da üretilen