Can Atalay, Soma faciası, Ermenek maden kazası, Adana Aladağ öğrenci yurdu yangını, Çorlu tren katliamı gibi Türkiye’deki birçok toplumsal dava ile gazeteci ve yazarların ifade özgürlüğü davalarında avukatlık yaptı. Gezi eylemleri sırasında kurulan Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yürüten Atalay, Gezi davasında Osman Kavala ile birlikte yargılanan sekiz sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi davasında Osman Kavala’yı “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay’ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
549 GÜNDÜR CEZAEVİNDE
25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, cezaevindeyken 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçildi. Avukatları, Atalay’ın mazbatasını Hatay Adliyesi’nden aldıktan sonra tahliyesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Seçilmesine karşın Atalay’ın tutukluluğu sona ermedi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay’ın yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi talebini reddetti. Daire, 28 Eylül 2023 tarihinde Osman Kavala, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman’ın cezasını da onamıştı.
BEŞ ÜYEDEN RET OYU
Avukatları, milletvekili seçilmesine ve mazbatasını almasına karşın cezaevinde tutulan Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkı ihlalinini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. AYM, Atalay’ın bireysel başvurusunun görüşülmesi için dün toplandı. Atalay’ın bireysel başvurusu sonucunda yapılan görüşmede AYM, Can Atalay dosyasında, seçme ve seçilme hakkı ve kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı yönlerinden hak ihlali olduğuna hükmetti. Kararla ilgili AYM’nin dokuz üyesi hak ihlali yönünde oy kullanırken beş üye ret oyu verdi. AYM’nin kararının, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yerel mahkemeye gönderileceği öğrenildi. Şimdi gözler İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde.
AİLESİNDEN İLK TEPKİ: CAN BİR AN ÖNCE TAHLİYE OLMALI
AYM’nin hak ihlali kararını Can Atalay’ın amcası Abdurrahman Atalay Cumhuriyet’e değerlendirdi. Amca Atalay, “Bu çok geç verilmiş uzun süredir ertelenen bir karar” dedi. “Seçimin hemen ardından verilmesi gerekiyordu” diyen Atalay şöyle devam etti: “Ama yine de her şeye karşın AYM’nin bu koşullarda hak ihlali vermesi çok önemli. Bu karar Gezi davasını sonlandırmıyor. İçeride bu davadan tutuklu birçok arkadaşımız var. Bu kararı çok önemsiyoruz. Bu kararın uygulanacağından emin olmak istiyoruz. Bir güçlük çıkarılacağını düşünmüyoruz. Can’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Heyecanla tahliye edilmesini bekliyoruz. Tahliye edileceğine de inanıyoruz.”
(Deniz Özen)
‘KARAR MAHKEMEYE ULAŞINCA TAHLİYESİ ZORUNLU OLACAK’
Atalay’ın avukatı Deniz Özen konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Özen, “Altı ay önce Yargıtay’ın resen yapması gereken bir işlemi yapmaması nedeniyle aylardır bekliyoruz. AYM bir kez daha tescil etti ki seçilmiş bir milletvekilinin cezaevinde tutulması anayasaya aykırıdır. AYM iki yönden karar verdi. Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ve kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği ifade edildi. Dolayısıyla Can Atalay’ın milletvekili seçildikten sonra hakkındaki yargılamanın durmaması bir hak ihlali sayıldı. İkincisi de cezevinden tahliye edilmemesi bir hak ihlali sayıldı. Söz konusu ihlallerin giderilmesi için AYM bu kararını ilk derece mahkemesine gönderecek. Ve bu karar ilk derece mahkemesine ulaştığı an itibarıyla kendisinin tahliyesi zorunlu olacak” ifadelerini kullandı.
Hukuken Atalay’ın bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini hatırlatan Özen, “AYM kararları bütün kurumlar ve kişiler açısından bağlayıcıdır. Atalay tahliye edilmelidir ve aksi bir karar düşünülemez” diye konuştu.