İsrail’in kurdurulmasından önce, Mandater Filistin bölgesinde çoğunluk Arap nüfusa aitti. Ancak, Filistinliler açısından felaket olarak olarak görülen, 1948’de İsrail Devleti’nin bağımsızlık ilanını ve ardından gelişen olayları nitelemek için kullanılan Nekbe, Arap sakinlerinin dramatik bir şekilde azalmasına yol açtı. İsrail’in egemen güçler tarafından kurdurulmasından sonra bu topraklarda yaşayan yaklaşık 750 bin Arap Filistinli, yani nüfusun yüzde 80’inden fazlası, evlerinden kaçmak veya zorla göç ettirilmek zorunda kaldı.
İSRAİL’İN YANLI POLİTİKASI ÇOK ETKİLİ OLDU
Yıllar içinde İsrail hükümeti tarafından uygulanan arazi tahsisi, yerleşim genişletme ve ekonomik kalkınma gibi politikalar genellikle Yahudi nüfusu destekledi ve demografik dengesizliğin devam etmesine katkıda bulundu. Ayrıca, Batı Şeria ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki topraklardaki yerleşimlerin artması, bu bölgelerdeki Yahudi nüfusunu artırarak İsrail’in kontrolünü pekiştirdi ve bölgedeki demografik dengeyi daha da etkiledi.
YÜZDE 88’DEN YÜZDE 47’YE
Konuyla ilgili yüz yıl arayla iki harita bölgede Filistin aleyhine yaşanan dramatik değişimi gözler önüne seriyor. 1922’de Filistin/İsrail’de Arap nüfusu yüzde 88 iken 2022’de yüzde 47’ye düştü. Ancak, Hamas’ın 7 Ekim 2023’ten sonra başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından İsrail’in soykırımın dozunu artırmasıyla oluşan güncel haritanın nasıl olduğu ise süreç devam ettiği için halen daha muallak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsü olmak üzere birçok yerde yaşanan demografik dönüşümün harita üzerinden anlattığı biliniyor.
Erdoğan, geçtiğimiz günlerde de ” Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya, Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir” dedi.
