Okul Öncesi Dönemde Dengeli Ekran Kullanımı için 5 Pratik ama Etkili Öneri

Okul Öncesi Dönemde Dengeli Ekran Kullanımı İçin 5 Pratik Öneri

Erken yaşta ekran kullanımı, özellikle okul öncesi dönemde, birçok ebeveyn için kafa karıştırıcı bir konudur. Çocukların dijital içeriklerle tanışması kaçınılmaz hale gelirken, bu süreci sağlıklı ve dengeli yürütmenin yolları da giderek daha çok önem kazanmaktadır.

Türkiye’de geliştirilen ve Türk yazılım ile tasarım ekibi tarafından hayata geçirilen Tiny Minies, çocukların eğlenerek öğrenmesini sağlayan bir dijital eğitim platformu olarak 5’inci yaşını kutluyor. Bugün dünya genelinde 135’ten fazla ülkede milyonlarca aile tarafından kullanılan uygulama, 6 milyon çocuğa ulaştı ve 1,3 milyon çocuğu mezun ederek ilkokula hazırladı.

Tiny Minies, okul öncesi çocuklar için dijital ekran kullanımında denge sağlamaya yönelik 5 pratik öneriyi ebeveynlerle paylaşıyor.

Anaokulu Çağında Ekran Süresini Kontrol Etmenin 5 Etkili Yolu

1. Pasif İzleme Yerine Aktif Katılım Gerektiren İçerikler Seçin

Sadece video izlemek yerine çocuğunuzun aktif katılımını sağlayan uygulamalarla ekran süresini daha faydalı hale getirebilirsiniz. Oyunlaştırılmış öğrenme, interaktif hikâyeler ve yaratıcı etkinlikler çocuğun gelişimine katkı sağlar.

2. Ekran Süresini Birlikte Geçirin

Çocuğunuz ne izliyor, ne kadar vakit geçiriyor ve neler öğreniyor, biliyor musunuz? Çocuğunuz ekran karşısındayken onu yalnız bırakmak yerine, birlikte vakit geçirebileceğiniz anlara dönüştürün. İçerikleri çocuğunuzla birlikte izleyebilir, oyunları birlikte oynayabilir, ardından üzerine sohbet edebilirsiniz.

3. Süreyi Değil Kaliteyi Önceliklendirin

Ebeveynler genellikle “günde kaç dakika?” sorusuna odaklanır. Süre sınırlaması önemlidir, ama daha önemli olan, ekran süresinin niteliğidir. Araştırmalara göre 0-6 yaş arası çocuklar görsel ve işitsel deneyimlerden en çok etkilenen yaş grubudur.

4. Rutinlere Entegre Edin, Bağımlılık Geliştirmeyin

Rutin, çocukların kendilerini güvende hissetmesini sağlar ve ekran bağımlılığını engeller. Bu yüzden de ekran süresini günün belli bölümlerine dahil etmek, çocuğunuzun düzenli bir alışkanlık geliştirmesine yardımcı olması ve ekranla doğru bir ilişki kurabilmesi açısından önemlidir.

5. Ekranı Gerçek Hayatla Bütünleştirin

Dijital deneyimleri gerçek hayat aktiviteleriyle destekleyin. Uygulama ya da oyun sonrasında çocuğunuzun öğrendiği konular üzerine konuşmak, çizim yapmak, benzer bir etkinliği fiziksel olarak uygulamak ekran deneyimini zenginleştirir ve öğrenmeyi daha kalıcı hale getirir.

University of California, Irvine’de Eğitim Fakültesi profesörü ve dijital öğrenme uzmanı Dr. Kylie Peppler uygulama hakkında şunları söylüyor:

“Tiny Minies, okul öncesi dönemde dijital ekran kullanımını yalnızca güvenli değil, aynı zamanda anlamlı hale getiriyor. Etkileşimli yapısı, çocukların aktif öğrenmesini destekliyor ve erken gelişim sürecine bilimsel katkılar sağlıyor.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Related Posts

En uzun menzilli elektrikli araba belli oldu: Citroen, Togg veya BYD değil

Elektrikli otomobil sektöründe rekabet hız kesmeden devam ederken, Tesla menzil konusunda çıtayı bir adım daha yukarı taşıdı. Çin’de tanıtılan yeni modelde markanın bugüne kadar ürettiği en uzun menzilli araç olarak öne çıktı.

Harvard’dan şok iddia! Uzay gemisi Dünya’ya mı yaklaşıyor?

NASA’nın Temmuz 2025’te keşfettiği, saatte 210 bin kilometre hızla Güneş Sistemi’ni kateden yıldızlararası cisim 3I/ATLAS, bilim dünyasında büyük bir tartışma başlattı. Çoğu gökbilimci bu cismin zararsız bir kuyruklu yıldız olduğunu savunurken …

Japonya’nın çığır açan uçan tren teknolojisiyle ilgili uzman görüşleri

Japonya, teknoloji dünyasında bir kez daha sınırları zorladı. Manyetik kaldırma (Maglev) teknolojisiyle çalışan ve raylara değmeden “uçan” tren, 2015 yılında Fuji Dağı yakınlarındaki test pistinde saatte 603 kilometre hıza ulaşarak kendi rekorunu …

Karanlık enerji hakkında yeni keşif

Kozmostaki en gizemli güçlerden biri olarak kabul edilen karanlık enerjinin yalnızca sabit bir varlık olmayabileceğine dair yeni veriler ortaya çıktı.

DNA’nızın %45’i kimsenin tahmin edemediği bir sırrı saklıyor

DNA’nızın neredeyse yarısının, milyonlarca yıl önce atalarımıza bulaşan eski virüslerin fosillerinden oluştuğunu biliyor muydunuz? Bilim insanları şimdiye kadar bu genetik kalıntıların sessiz olduğunu düşünüyordu. Ancak uluslararası bir araştırma ekibi, bu %45’lik kısmın aslında kimsenin tahmin edemediği bir sırrı barındırdığını kanıtladı:

Robotlar ile hayvanlar arasında ilk savaş: Büyük yenilgi oldu

Robotlar ile hayvanlar arasında çıkan savaşta robotlar yenilgiye uğradı. Bilim insanlarının gözlem amacıyla yerleştirdiği robot yengeç, gerçek yengeçler tarafndan parşalandı.